Depresyon, kişilerin kendi bilişsel gücünü, sorunlarına karşı kullanma yeteneğini göz ardı etmekle başlayan bir rahatsızlıktır. Olumsuz olayların neden olduğu sorunlarla baş edebilme gücünün göz ardı edilmesi, depresyonla mücadelede yetersiz kalmaktadır. Duygu, düşünce ve davranış ahenginin bilişsel aktivitelerle korunmasına yönelik bir yaşam biçimine izin verilmelidir. Yaşam zemini üzerinde depresyonun yıkım gücüne karşılık, bilişsel sistemin inşa gücü kullanılmalıdır.
Olumsuz olayları geçmişe bırakarak, geleceği endişelerden arındırarak yorumlamak, yaşam enerjisine katkı sağlayacaktır. Bilişsel kazanımlarla geçmiş ve gelecek yorumlandığında, olumsuz olayların yıpratacağı alan küçülür. Geçmişteki olumsuz olaylara odaklanan kişiler, odaklanma süresini uzun tuttuğunda yıprandığını fark edecektir. Aynı şekilde geleceğe olası olumsuz bir olaya uzun süre odaklandığında da yıpranacaktır. Yıpranan duygu, düşünce ve davranışlardır. Bu evrede depresif bir süreç başlar.
Geçmişe dönüp olumsuz olayları irdelemenin, geleceğe dönüp olası olumsuz olaylar icat etmenin, kişiye depresiflik kazandıracağını bilmek gerekir. Olumsuz olaylardan kaynaklanan üzüntülerin yaşandığı o zaman dilimine ve gelmeden geleceğe de tekrar tekrar odaklanıp, üzüntüleri tazelemenin ortaya çıkardığı depresiflik durumu, kişilerin duygu, düşünce ve davranış karakterlerine göre hangi rahatsızlığa yol açacağını belli eder. Olumsuz olayların kazandırdığı duygu, düşünce ve davranıştan bu rahatsızlık tespit edilebilir.
Olumsuz olaylardan kazanılan depresyon, takıntı, kaygı, panik atak gibi rahatsızlıkların duygu, düşünce ve davranış özelliklerine göre anlaşılacağı gözlenmektedir. Rahatsızlığı olan kişiler, duygu yoğunluklu düşünce yoğunluklu, davranış yoğunluklu belirtiler vermektedir. Yoğunlukları azaltmak ve birbiri arasındaki uyumu arttırmak, ahenkli bir yaşam çizgisi elde ettirir.
Duygu, düşünce ve davranış uyumunu sağlayan en etkili faktör mantıktır. Duyguların tek başına kaldığında büyümesine, düşüncelerin tek başına kaldığında çoğalmasına, davranışların tek başına kaldığında dirençsizliğine engel olunamaz. Mantık hepsine birden eşlik etmelidir. Psikolojik rahatsızların oluşmasında ve ilerlemesinde, mantık dışı kazanımların kişilerin isteyerek ya da istemeyerek kabullenmesi etkendir.
Kişilerin yaşam ve zaman süreçlerinde odaklandıkları noktalar ne ise duygu, düşünce ve davranışları da ona göre şekillenecektir. Depresif kişilerin takıldığı, kaygılandığı, paniklediği noktalar, odaklandıkları noktalardır. Olumsuz olaylara devamlı odaklanarak, olayın olumsuzluğunu kendi iç dünyasında daha da büyüterek olumsuzlaştıran bir sistem, yaşam ve zaman ikilisinin olumlu çeşitliliğinden yararlanma fırsatı bulamayacaktır.
©Copyright 2017, Her hakkı saklıdır.